Artık barışı konuşmaya başlamamız gerektiğini düşündüğümüz bu günlerde, gazeteleri ve televizyonu her açtığımızda savaşı, milliyetçiliği, ırkçılığı ve nefreti körükleyen yayınlarla karşılaşmak istemiyoruz. Bu yayınlardan bir tanesi, mizah adı altında Serdat Turgut tarafından kaleme alındı. Kendi deyimiyle, ‘terörist’ olmanın nedenlerini bir kez olsun durup düşünmemiş olan Serdar Turgut anlaşılan o ki köşe yazarlığından sadece zavallı fantezilerini yazmayı anlıyor. Malum yazısında bir kere bile konuşmadığı, ona göre zevk ü sefa içinde yaşayan barış elçilerini karşılamaya gelen, ama bunu ne şov için, ne de o “mükemmel hayat” tarzını devam ettirmek için yapan insanlara dönük bir savaşı kışkırtırtıyor. Bizler ise bir kere daha başka bir fantezimiz olduğunu kendisine haykırmak için buradayız, barışı.
Kürtler bu savaş yüzünden Serdar Turgut'un sadece cinsel fantezilerine yeten muhayillesinin alacağından çok daha fazla acı çektiler. Yalnızca dilleri ve kültürleri yok sayılmadı, öldürüldüler, işkence gördüler, sürüldüler, köyleri yakıldı... Ama en kötüsü o ve onun gibiler yüzünden Türkiye halklarının gözünde 'düşman' ilan edildiler, ötekileştirilmeye çalışıldılar. Anladıklarını söyleyen bazıları da makul Kürt/ makul olmayan Kürt ayrımı yapmaya çalıştı.
Serdar Turgut sağolsun! 'PKK teröristi olmadığıma pişmanım' yazısıyla militarizmin ve ataerkinin dilinin nasıl da iç içe olduğunu bir kere daha görmüş olduk. Savaştan iştahı kabaran erkek gözünün ilk dikildiği yerin kadın bedeni olduğunu da.Ama eril militarizmin ve milliyetçi şiddetin, dili nasıl da bu kadar fütursuzca kullanılabildiğine yine de şaşırıyoruz...
Türkiye'de otuz yıldır süren savaşın en sonunda bitecek ve barışın gelecek olmasına dair küçücük bir umuda bile çamur atmaktan, bunu yaparken hem bir halka hem de müzisyen olan Rojin'in Kürt ve kadın olmasına pis bir dille saldırmaktan Serdar Turgut beyefendinin hiç gocunmaması karşısında hayrete düşüyoruz. Yükselen milliyetçilikten nasiplenmek için belli ki Serdar Turgut kaleminden çıkanı kulağı duymadan editörüne göndermiş. Bu yazıyı yayınlamakta hiçbir beis görmeyen Akşam Gazetesi de bizi afallatıyor. Biz Serdar Bey'in mizah adı altında kadın bedenine yaptığı sürekli saldırılara gülmemeye devam ediyoruz. BARIŞ'ı arzulayan kadınlar olarak bunca şaşkınlığa ancak Serdar Turgut'a ve Akşam gazetesi'ne kocaman bir ÇÜŞŞ çekerek karşılık verebiliyoruz. Akşam Gazetesi ve Serdar Turgut Rojin'den özür diledi. Fakat Kürt halkından da özür dilemeliler. Serdar Turgut'un kadınlardan özür dilemesini, mizah adı altında yaptığı aşağılamalara son vermesini ve istifa etmesini istiyoruz. Akşam Gazetesi'ni ve tüm basını nefreti, savaşı ve milliyetçiliği körükleyen, aynı zamanda haber etiğine de sığmayan yayınlara son vermeye çağırıyoruz.
Feminist(B)iz Oluşumu ve Ankara Kadın Platformu"
Serdar'a ÇÜŞ de! from pugazzi on Vimeo.
Bravo !
YanıtlaSilSerdar Turgut, özür dilediğini beliren bir yazı yazmış Akşam'da sonra. Okudum; sanki zoraki, dalga geçercesine ve bazı durumları hala küçümseyerek, özür diliyor. Beni tatmin etmedi hiç.
Akşam gazetesi, onun görevine son vermelidir.